Bazı omurga ve beyin hastalıklarında açık ameliyatlar tarihe karışıyor
Girişimsel Nöroradyoloji, beyin ve omurgaya etki eden hastalıklara kısa ve düşük riskli iyileşme fırsatı sunuyor. Doç. Dr. Eren Erdem, girişimsel nöroradyoloji hakkında merak edilenleri yanıtladı.
Beyin ve omurga hastalıkları, uzun ve yüksek riskli ameliyatlar nedeniyle tüm hasta ve hasta yakınlarının korkutur. Ancak tıptaki gelişmeler sayesinde bu hastalıklara kısa sürede, düşük risk ile tedavi yöntemleri sunmak mümkün hale geldi.
Girişimsel Nöroradyoloji Nedir?
Beyin, baş-boyun ve omurgadaki vasküler problemlerin ilgili bölgeye kasıktan giriş yaparak minimal invaziv prosedürüyle ele alınması yöntemi ile beyin anevrizmaları, vasküler malformasyonları ve bazı beyin tümör türlerini tedavi eden yönteme “Girişimsel Nöroradyoloji” adı verilir.
2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri Arkansas Üniversitesi’nde akademik kariyerine başlayan ve burada Endovasküler Nöroradyoloji kürsüsünü kuran Doç. Dr. Eren Erdem, girişimsel nöroradyolojinin her geçen gün geliştiğini ve bu uzmanlık çok yakında daha fazla hastalığa çare bulunabileceğini belirtti.
Girişimsel Nöroradyoloji Çalışma Alanları
Arkansas eyaletindeki ilk Anevrizma ve Arteriovenöz Malformasyon (AVM) Endovasküler tedavilerini gerçekleştiren Doç. Dr. Eren Erdem, “Beyin anevrizmaları, beyin krizi (inme/felç), şah damarı tıkanıklığı (karotis), omurga çökme kırığı, omurga metastaz tümörleri, omurga kanal darlığı, beyin damar yumağı (AVM), yalancı beyin tümörü, vasküler malformasyon gibi pek çok beyin damar hastalıklarında girişimsel nöroradyoloji ile tedavi fırsatı sunulabiliyor.” diye konuştu.
Damar içi tedavi yöntemlerinde gelişmeler yaşandığına değinen Erdem, “Yakın zamanda çok daha fazla hastalığa, girişimsel nöroradyoloji yaklaşımı ile çözüm sunabileceğimize inanıyorum.” dedi.
Kafatası Açarak Müdahale ya da Saatler Süren Operasyonlar
Beyin tümörü, baloncuk ve omurga kırıkları gibi hayati risk taşıyan, uzun operasyonlar ve zahmetli iyileşme süreleri gerektiren hastalıklarda girişimsel nöroradyoloji ile hızlı ve düşük riskli tedaviler sunulabildiğini belirten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, “Damar yolu ile tedavinin özellikle hastaların iyileşme süresine etkisi çok büyük. Kafatasının açılması gereken anevrizma ve kanamaya bağlı hastalıklar ya da omurga üzerinde oluşan ve uzun saatler süren operasyonlar gerektiren rahatsızlar için girişimsel nöroradyoloji ile önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.” şeklinde konuştu.
Omurga Çökme Kırığında Açık Cerrahinin Yeri Kalmamıştır
Dünyada “Kifoplasti Tedavisi”ni en çok yapan 5 doktordan birisi olan Doç. Dr. Eren Erdem, görüntüleme yöntemleri ve minimal invaziv cerrahi yöntemleri ile pek çok hastalığa çare bulunabildiğini belirterek, “Örneğin, çoklukla kemik erimesi, travma ve metastaz tümörleri sonrasında görülebilen omurga çökme kırıkları tedavi edilmediğinde hastanın yatağa mahkum olmasına sebep olabilir.
Zahmetli bir operasyon ile tedavisi sağlanan çökme kırıklarında hastanın iyileşme süresi vücuda yerleştirilen implantlar nedeniyle oldukça uzun sürmektedir. Çökme kırıklarında çimentolama (vertebroplasti) işlemi oldukça başarılıdır ve konservatif tedavi sadece vertebroplastiye uygun olmayan hastalarda düşünülmelidir.” dedi.
‘Minimal İnvaziv’ cerrahisi olarak adlandırılan vertebroplasti (çimentolama) yönteminde hastanın uyutulmasına gerek kalmadığını belirten Doç. Dr. Eren Erdem, “Özel görüntüleme cihazlarıyla çökme kırığının bulunduğu bölgeye iğnelerle girilerek medikal çimento olarak adlandırdığımız dolgu maddesi konulmaktadır. Bu sayede kırılan kemik stabilize edilir. Müdahale sonucunda, omurgadaki ağrı kaybolur ve hastanın yaşam kalitesi geri kazandırılmış olur.” şeklinde konuştu.
Hastaların işlemden sonra aynı gün veya birkaç gün içinde sosyal hayatlarına dönebildiğini ileten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, “Çökme kırıkları tedavisinde açık cerrahinin artık bir yeri kalmamıştır.” diye belirtti.