ÇOCUK SAHİBİ OLMAYA HAZIR MIYIM?

Bebek konusunda kararsızlık mı yaşıyorsunuz? Çocuk sahibi olmaya kendinizi yeterince hazır hissetmiyor musunuz? Verilen bu kararın büyük bir sorumluluk olduğunun altını çizen Uzman Psikolog Ayşe Suna Dülger, anne baba olmak isteyen çiftlere rehberlik edecek çok önemli bilgiler verdi.

Doğduğumuz anda başlar hayat yolculuğumuz ve zaman geçtikçe çeşitli sorumluluklar eklenir yolumuza. Bu sorumlulukların her biri, aslında yeni bir karar içerir; okulu bitirip “çalışma sorumluluğunu” alınca iş tercihi, artık hayatımızdaki eksikliği tamamlayıp evlenmek istediğimizde eş tercihi gibi kararlar zincirinin içinde buluruz kendimizi yaşımız ilerledikçe… Hayatımız boyunca verdiğimiz bu kararların belki de en büyüğü çocuk sahibi olmak! Peki, çocuk sahibi olma konusunda sağlıklı bir karar nasıl verilir, bu kararı verirken çiftler nelere dikkat etmeli?

Bu soruların cevabını bulmak için çiftin hem bireysel olarak kendisini ve partnerini hem de ilişkilerini değerlendirmesi, çocuk sahibi olmayı neden istediğini net bir şekilde bilmesi ve ebeveyn sorumlulukları konusunda bilgilenmesi faydalı olacaktır.

Şu bir gerçek ki; bir insan evlat sahibi olduktan sonra hayatı asla eskisi gibi olmuyor. Şöyle düşünün; eşinizle birlikte dans ediyorsunuz, uyumunuz harika, çok güzel bir ritim tutturmuşsunuz ve adımlar kendiliğinden birbiri ardına sıralanıyor. Sonra bir çanta takmak zorunda kalıyorsunuz önünüze ve eşinizle sizin aranızda olan bu çantayla birlikte dans etmeye, aynı ritmi tutturmaya çalışıyorsunuz, bu zorunluluk hareketlerinizi farklılaştırıyor, hızınızı farklılaştırıyor. Siz isteseniz de istemeseniz de değişen koşulların getirdiği bir farklılık bu ve bu farklılığa uyum sağlamaya çalışıyorsunuz, hem de çift olarak! Aslında çocuk sahibi olmak da böyle bir şey; hem sizin, hem eşinizin hayatını, eşinizle olan ilişkinizi, hem de aile içi dinamiklerinizi ciddi şekilde farklılaştırıyor. Bunu bilmek ve tüm bu değişikliklere hazırlıklı olmak, doğum sonrası yaşanacak problemleri ciddi şekilde azaltır. Tıpkı, ebeveyn olmamın sorumluluklarını bilmenin, evlat sahibi olduktan sonra yaşanabilecek birçok problemin önüne geçeceği gibi…

SORUMLULUKLARINIZI BİLİYOR MUSUNUZ?

Peki, ebeveyn görev ve sorumluluklarını bilmek, neden bu kadar önemli? Çünkü verdiğiniz bu karar ve aldığınız bu büyük sorumluluk, geri dönüşü olmayan bir durumun içine sokacak sizi, eşinizi, ilişkinizi ve bundan sonra sizin bakımınıza muhtaç o minik yavruyu… Annelikten/ babalıktan istifa etmek gibi bir durum mümkün değil! Ya da eşinizle anlaşamazsınız, ayrılırsınız belki ama çocuğunuzdan ayrılmanız, boşanmanız söz konusu dahi değil… Tüm bu sebeplerle, bu kararı vermeden önce üstleneceğiniz sorumlulukları bilmek, bu sorumlulukları yerine getirmek için sizi zorlayacak zayıf yanlarınızı bulmak ve bunları geliştirmek için çabalamak ya da bu yolda size yardımcı olacağını düşündüğünüz güçlü yanlarınızın, kaynaklarınızın farkında olmak ve bunlardan güç almak çok önemli… Bu konuyu, şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Diyelim ki ekonomik durumunuz çok iyi değil ve iki kişi olarak dahi, ayın sonunu zor getiriyorsunuz. Bu durumda, çift, çocuk sahibi olmanın ekonomik sorumluluklarını bilmeden bir evlat sahibi olursa, zaten zor olan ekonomik durum, iyice zorlaşacak ve bu durum hem bireysel hem de ilişkisel olarak birçok problemin yaşanmasına neden olacaktır. Oysa kişi ebeveyn olmanın ekonomik sorumlulukları, giderler, harcamalar vb. konularda bilinçli olunursa, mevcut durumda bu değişikliğin kendisini ve aile bütçesini zorlayacağını bilir. Çift iş değiştirmek, doğum öncesinde birikim yapmak, ek iş bulmak gibi farklı çözüm yolları ile ekonomik durumlarını iyileştirmeye çalışırsa, çocuk hayatlarına girdikten sonra bu durumun hem ekonomik hem de psikolojik baskısını yaşamaz.

ÇOCUK SAHİBİ OLMAK EVLİLİĞİNİZİ KURTARMAZ

Bununla birlikte, çiftin ebeveyn olmaya karar vermeden önce, çocuk sahibi olmayı neden istediğini de bilmesi büyük önem taşıyor. Çocuk; evliliğin sorunlarını çözmek ya da bitmekte olan evliliği kurtarmak için isteniyorsa, çiftin çocukla birlikte mevcut problemlerin daha da karmaşık ve çözülmez bir hal alabileceğini göz önünde bulundurmasında fayda var. Çocuk sahibi olmak istemenin elbette birçok nedeni olabilir ama bu nedenler arasında “ilişkiyi kurtarma, sorunları çözme” gibi amaçlar olmamalıdır. Daha doğmamış bir çocuğa; böylesine büyük bir görev atfetmek, çok makul ve kabul edilebilir değildir…

HEM KENDİNİZİ HEM DE PARTNERİNİZİ DEĞERLENDİRİN

Son olarak, dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli husus da kişinin hem bireysel hem de ilişkisel olarak çift yönlü bir değerlendirme yapmasıdır. Bireysel olarak kişi, hem kendisini hem de partnerini değerlendirmelidir.

• Ne kadar sorunluluk alabiliyorum /Eşim ne kadar sorumluluk alabiliyor?

• Sorun çözme becerim ne durumda/ Eşiminki ne durumda?

• Sorunlarla baş etme yollarım neler? /Eşiminki ne?

• Sınırlarım neler?/ Eşimin sınırları ne?

• Ne kadar sınır koyabiliyorum?/ Eşim ne kadar sınır koyabiliyor?

• Zayıf ve güçlü yanlarım neler? / Eşiminkiler ne?

Bireyler bu gibi sorularla hem kendilerini hem de partnerlerini değerlendirmeli. Çünkü sorumluluk alamayan, sorun çözme becerisi iyi olmayan, sınırlarını bilmeyen, sınır koyamayan bireyler genellikle ebeveynlik serüveninde bazı problemler yaşar. Bu sebeple ebeveyn olmadan önce bu değerlendirmeyi yapıp, eksik ya da zayıf olduğunu düşündükleri konuda destek alarak, güçlenmelerini öneririm.

İlişkisel değerlendirmede de çiftin ne kadar uyumlu olduğunu, birbirlerine ne kadar güvendiklerini, verdikleri kararlarda birbirlerini ne kadar desteklediklerini, her konuda birbirlerine ne kadar destek olduklarını incelemeleri önemli… Çünkü bu saydığımız koşullar ilişkinin dinamiklerini belirleyen önemli özelliklerdir. İşlevsel olmayan dinamikler, sağlıksız bir aile ortamı oluşturur. Sağlıksız bir aile ortamında büyüyen çocukların, psikolojik olarak sağlıklı olması da mümkün değildir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta şudur ki; mutlu evlilikler mutlu aileler, mutlu aileler ise sağlıklı bireyler anlamına gelir. Sağlıklı bireylerin oluşturduğu bir toplumda, suç ve düzensizliğin yerini, adalet ve diğer erdemler alır. Unutmayın; toplumsal sağlığın temeli mutlu ailelerdir.