Prostat kanseri riski yaş grubuna göre değişiyor
Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türü olmasına rağmen uzun süre hiçbir belirti vermeden ilerliyor. Erken teşhis ve tedavinin önemine değinen Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ziya Akbulut, konu hakkında bilgi verdi.
ABONE OL
Erken teşhisle tamamen tedavi şansı bulunması ve nispeten diğer kanserlere göre daha sık görülmesi prostat kanserine ve tedavilerine ilgiyi arttırmıştır. Her geçen gün daha yeni ve etkin tedaviler geliştirilmektedir.
Prostat kanserinin idrar kaçırma ile direkt bir ilişkisi yoktur. İleri evre kanserlerde veya tedavi sonrasında idrar kaçırma görülebilir.
Prostat kanseri ilerleyinceye kadar hastaların hissedeceği belirgin bir sıkıntıya yol açmaz, kan testleri ve muayene ile tespit edilebilir. Bu yüzden hastaların 50 yaşından sonra düzenli doktor kontrolüne gitmesi tam tedavi şansını yakalayabilmesi için önerilmektedir.
Prostat kanseri erkeklerde en sık tanı konulan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra erkeklerde kansere bağlı en sık 2’inci ölüm sebebidir.
Bir erkeğin hayatı boyunca prostat kanseri geliştirme riski yüzde 16 iken buna bağlı ölüm riski yüzde 2.9 olarak hesaplanmıştır.
Prostat kanseri riski 50 yaş üzerinde her sene daha da artmaktadır. Ancak özellikle birinci derece akrabasında prostat kanseri olanlar için 40’lı yaşlar kontrol için uygun olacaktır. Ayrıca ırksal ve çevresel faktörler de prostat kanseri gelişmesinde önemli olabilmekte. Örneğin Japon ırkında bu kanser daha nadir görülmesine rağmen Amerika doğumlu Japon kökenli hastalarda görülme sıklığı artmaktadır.
Prostat kanseri diğer kanserlere göre genellikle daha yavaş ilerler, daha iyi seyreder. Ancak bu süreçte tanı konulup tedavi edilmezse evresine bağlı olarak metastaz yapabilir. Evresi yükseldikçe bu risk de artmaktadır. Prostat kanserinin tedavisi birçok branşın ortak katılımı ile yönetildiğinde daha da iyi sonuçlar alınabilmektedir. Hastalığın evresine göre ve hastanın genel durumuna bağlı olarak hastalara farklı tedavi seçenekleri sunulabilmektedir. Cerrahi, radyoterapi, hormon tedavisi ve kemoterapi şu anda günümüzde önerilen başlıca tedavi yöntemleridir.