YENİLİĞE AÇIK OLUN

Yani cinsel yaşamın yeri, mekânı, zamanı, temizliği ve benzeri konularda, “Ben öyle istiyorum” cümlesiyle oluşan dayatma ve takıntılar…

Bu öyle bir durumdur ki, cinsel yaşamımızda karşımızdakini kilitler. Monotonluğu ve isteksizliği pekiştirir. Evet, haklısınız, hepimizin kendini daha rahat hissettiği mekân ve zamanlar olabilir. Ancak emin olun ki, yukarıda da anlatmaya çalıştığımız gibi hazzın farklı hallerini yaşamamız için karşılıklı olarak yeniliğe açık olmak cinsel yaşamımızı daha heyecanlı kılacaktır.

CİNSEL YAŞAM BİR OYUN ALANIDIR

Cinsel yaşam; istediğimiz oyunu karşılıklı rızalar dâhilinde oynayabileceğimiz bir oyun alanıdır. Kurallarını birlikte koyabilir, istediğimiz anlarda, istediğimiz sürelerde, istediğimiz malzemelerle yaşayabiliriz. Burada bizlerin rahatlığını belirleyen üzerimize vazgeçilmez bir giysi gibi oturmuş olan toplumsal rollerdir. Bu roller, oyundan haz almamızı engeller.

Bu engelleyici tavır, kadında da erkekte de görülür. Erkek, her zaman kendini bu konuda daha aktif, daha özgür, çoğu zaman kural koyucu olarak görür. Kadın ise daha az bilen, daha az isteyen, daha çekingen, daha utangaç ve teslimiyetçidir.

Genel kanı şudur: Kadının merakları daha azdır. Erkek ise her zaman cinsel ilişkiye hazırdır. Toplumsal kaynaklı gelişen engelleyici bakış açısı, yargı ve tutumlar; erkek ve kadını birbirinden uzaklaştıran hatta çiftlerin birbirlerinden vazgeçmesine neden olan unsurlar haline gelir. Kadın ve erkeği psikolojik ve bedensel açıdan arızalandırır.

Genel anlamda toplumsal mutsuzluk umutsuzluk kaynağı haline gelir. Cinsellik en doğal dürtüdür ve her iki cins içinde olmazsa olmaz haz kaynağıdır. Karşılıklı olarak bu hazdan sorumlu oldukları bir alandır. Duygu ve düşünceden bağımsız bir alan değildir. Bu asla unutulmamalı ve her iki cinsinde eşit haklarlı yaşayabileceği bir alan olarak görülmelidir.